Fetocular belasını kimden ve neden buldu? Basit bir soru. İlginç bir soru. Bu sorunun cevabı aşağıdaki 9 maddelik açıklamalar tek tek okunduğunda hemen anlaşılır.
“Fetocuların belasını neden ve kimden bulduğunu” merak edenler bu maddeleri hemen okumaya başlasın.
1- Feto hareketi "elitlere ve zenginlere" önem verirdi ve gariban halkı küçümserdi. Evet o küçümsedikleri gariban halk Feto hareketine geçit vermedi. Elitler (seçkinler) de Feto'yu zaten parası ve gücü için severdi. Feto güçsüz olunca elitler de sırtını döndüler. Bu da Fetocuların sonu oldu. Tabi bu anlattıklarım perdenin önünde, işin görünen kısmıdır. Perdenin arkasında ve İlahi planda şu var: "Allah rızası ve ihlas yoksa Allah (cc) bir topluluğa yardım eder mi? İnsanlara sınıf ve mevkiisine göre bakan bir cemaate Allah rahmetiyle bakar mı hiç?" Allah (cc) insanları amellerine göre değil niyetlerine göre yargılar. Ve Allah'ın takdiri yerini buldu, Fetocular zengin ve seçkin insanlara değer verdiler. Allah da onları bundan dolayı cezalandırdı.
2- Feto hareketi özünde ihlas ve samimiyet olmayan bir harekettir. Karşılıklı Dünya menfaatine ve "al gülüm-ver gülüm" hesabına dayanan bir harekettir. Perde arkasında bu hesaplar olmakla beraber, Fetocuların söylemlerine bakılırsa "iyilik, sevgi, hoşgörü ve yardımlaşma-dayanışma görüntüsü" öne çıkartıldı. Bu görüntüleri ile halkın büyük kesimini aldattılar da Ancak Allah'ı aldatmaları ne mümkün! Yüce Rabbim (cc) Maide Suresi 7. ayetin sonunda 'ben kalplerin içindekini bilirim" şeklinde buyuruyor. Yüce Allah (cc) bir ihlas hareketi olmayan Feto hareketine süre verdi ve süre sonunda hepsini mahvetti. Yine bilinen bir gerçektir ki, "Allah imhal eder, ancak ihmal etmez."
Yüce Rabbim (cc) azgınlara, haddi aşmışlara ve alçaklara mehil (süre) verir ve sonunda Dünyaları başına geçirir. Tarihlerden beri böyle olmuştur. Uzak geçmişten Firavun'u, Karun'u, Belam bin Baura'yı ve bugünlerde de Feto'yu hatırlayın. Allah Feto’ya ve Fetoculara cezasını verdi.
3- Fetocular sanki bir Risale-i Nur hareketi ve sanki Bediüzzaman Said Nursi takipçileri gibi bir hava ve görüntü verdiler. Önceleri Fetullah Gülen'in kitaplarına sohbetlerinde yer vermezlerken, kendilerini güçlü hissettiklerinde (özellikle 2000'li yıllardan sonra) sohbetlerinde Üstad Bediüzzaman Said Nursi'nin eserlerini değil doğrudan Fetullah Gülen'in basit ve afaki görüşlerinden oluşan kitaplarını okutmaya başladılar.
Gel gör ki, 17-25 Aralık 2013 sürecinden önce Fetocuların ellerden düşmeyen o kitaplar artık bir kenarlara atılmıştır. 15 Temmuz Darbe Girişiminden sonra da Feto'nun kitapları Ülke çapında çöplüklere ve ormanlık boş alanlara atılmaya başladı. Hatta yine basında haber olduğuna göre Feto'nun kitapları kanalizasyondan çıkmaya başladı. Evet, ihlas ile samimiyet ile yazılan Üstad Bediüzzaman Said Nursi'nin eserleri hep baştacı iken, zamanında insanlara zorla dağıtılan Feto'nun ihlassız kitapları bir bir elden çıkartılıyor ve olmadık yerlere atılıyor. Ne büyük bir ilahi tecelli ve ne muazzam hikmetli bir sonuç. Evet, burada da Allah'ın cezası tecelli etti.
4- Üniversite sınavlarını zaten kazanacak zeki ve çalışkan çocukları ve gençleri binbir atraksiyon ile kendi özel liseleri ile dershanelerine çeken Fetocular gariban ve vasat düzeyde olan gençlerimiz ve çocuklarımız ile hiç ilgilenmediler. Böyle bir eşitsizliğe ve adaletsizliğe kul razı olsa da Allah razı olmadı. Bu adamların ihlassız ve göz boyamaya dayanan eğitim kurumları Firavun'un piramidi, Babil'in kuleleri gibi bir bir çöktü. Bu da Fetoculara ilahi bir sille ve hakettikleri bir karşılıktır.
5- İşe soktukları memurlar başta olmak üzere ağlarına düşürdükleri ve kandırdıkları işçi, memur ve iş adamlarından neredeyse 40 yıldır "himmet" adı altında haraç aldılar. Kurban Bayramlarında kurbanlık hayvanların derilerini toplayıp sattılar. Fetocular daha başka kaynaklardan elde ettikleri paralar ile trilyon dolarlık bütçeye sahip oldular.
Himmet adı altında toplanan paralarda hile, dolandırıcılık ve sahtekarlık ön planda idi. Himmet toplantılarında en öndeki kendi adamları numaradan "büyük bir miktarı hibe ettiğini" söyler ve oradakileri gaza getirir ve yalan ile göz boyama taktiği orada da uygulanırdı. Böyle bir metodu kul farketmeyebilir. Allah'ı nasıl kandıracaksınız Ey Alçak Fetocular.
Evet, 15 Temmuz 2016 tarihinden sonra Fetocuların tüm kurumlarına, okullarına, yurtlarına, üniversitelerine, derneklerine, vakıflarına, finans kuruluşlarına Devlet el koydu. Hepsi de tekrar Milletin eline geçti. Yüce Rabbim'in hikmetli işlerinden birisi daha ayan-beyan ortaya çıktı. Rabbim (cc), 40 yıldır Fetocuların Milletten hile ile çaldıkları servetleri tekrar Millete iade etti. Elhamdülillah.
6- Fetocular Kendi cemaat üyelerinin genç kız ve erkeklerinin kiminle evleneceklerine dahi müdahale ettiler. Evlilik öyle özel ve öyle bir mahrem bir konudur ki, bırakın bir cemaat üyelerinin müdahale etmesini, bir Baba ve Anne dahi bu hususta müdahale edemiyor. Evlilik gönül işidir. İnsanların evliliklerine cemaat-memaat diyerek müdahale etmek bir büyük zulümdür. Bu zulme kul razı olsa da Allah razı olmaz. Ve olmadı da.
7- Son üç-dört yıldır açığa çıktı ki, Fetocular kumpasçı ve tuzakçı bir örgüt imiş. Müslümanlıkta kumpas ve tuzak kurmak var mı? Müslümanlıkta sınav sorularını önceden çalmak ve bunları kendi yakınlarına dağıtmak var mı? Allah'ın adil sıfatına sahip olduğunu ve Rabbimin 99 isminden birisi de "Adl" olduğunu bilen bir mü'min böyle bir haksızlığı nasıl işler?
Allah (cc) bu azgınlığı ve bu haksızlığı bu Dünya'da karşılıksız bırakmadı. Kumpasçı ve tuzakçılar artık hakim karşısında ter döküyorlar. Ahirette alacakları ceza daha şiddetli olacak. İnşaallah.
8- Fetocular bürokraside egemen oldukları dönemde kendilerinden başkasına hayat hakkı tanımayacak derecede katı ve kapalıydılar. Kendilerinden olmayan bir memuru bir görevde yükseltmedikleri gibi, normal şekilde yükseleceklerin önüne dahi engeller koydular. Bazı memurlar hakkında düzmece raporlarla ve terör örgütü üyeliği iftiralarıyla işlem yaptırdılar. Gün geldi devran döndü, rüzgar tersine esmeye başlayınca Fetocular ilk darbeyi 17-25 Aralık 2013 tarihinden sonra yediler. Kamu kurumlarındaki yöneticilik ve benzeri görevden bir bir alınmaya başladılar. 15 Temmuz 2016 darbe gecesinden sonra da artık görevden alınmakla kalmadılar. Görevden uzaklaştırıldılar ve hatta memuriyetten çıkartılmaya başladılar. “Men dakka dukka” (eden bulur) kuralı aynen tecelli etti. Bir zamanlar kendileri, başkalarını “silindir gibi” eziyorlardı. Şimdi kendileri “sanki silindir altındaymış gibi eziliyorlar.” Allah (cc) kimsenin yaptığını yanına bırakmıyor.
9- Fetocuların İsrail, ABD ve İngiltere üçgeninde ve siyonizm, kapitalizm ve emperyalizmin hizmetinde bir örgüt olduğu da açığa çıktı. Bu şerefsiz Feto ve avaneleri asla, "ne İsrail'in, ne ABD'nin ve ne de İngiltere'nin aleyhinde oldular." Her daim mazlum Müslümanların aleyhinde olup her zaman zalimlerin ve güçlülerin yanında yer aldılar. 15 Temmuz 2016 darbesine de emperyalist ağababalarından aldıkları talimatla kalkıştılar. O gece nice masum cana kıydılar. O gece Ülkemizi bölünme ve kaosun eşiğine getirdiler. “Fetocular haindir ve alçaktır” diye bilirdik de, bu hainlerden ve alçaklardan bu kadarını beklemezdik. Bu alçaklar zalimin dostu ve mazlumun düşmanıymış. Zalimin dostu olup da mazluma hasım olanları Allah sever mi? Elbette sevmez. Yüce Rabbim (cc), 40 yıldır sözde Müslüman, ancak özde İsrail, ABD ve İngiltere dostu olan Fetoculara cezasını verdi.
Evet sözü uzatmayalım: “Fetocular Hakkın ve halkın hoşuna gitmeyen nice işler yaptılar. Bunlar ne oldukları gibi göründüler. Ne de göründükleri gibi oldular. Tam bir aldatma taktiği uyguladılar. Allah bu adamlara bir müddet mehil verdi. Vakitleri dolunca da, belalarını verdi.” Allah (cc), bu alçakların ve hainlerin yaptıkları bunca azgınlığın ve nice haksızlığın karşılığını bu Dünya’da bu adamlara acı, çile ve rezil-rüsvaylık olarak yaşatmıştır. Daha ahirette tadacakları azap ve ceza çok daha şiddetli olacaktır, inşallah.
Tarihlerden beri kural budur: Yüce Rabbim azgınlara bir müddet süre verir ve vakti geldiğinde hepsini perçemlerinden yakalar. Az biraz bekleyin, en büyük perişanlığı ve rezilliği, halen ABD'de bir malikânede kâfirlerin himayesine sığınan ve korkusundan tir tir titreyen Fetullah Gülen hain ve alçağı yaşayacaktır. Bu Dünyada hangi feci ölüm Fetullah Gülen'i bekliyor? Biz bunu bilemiyoruz. Ancak Yüce Rabbim (cc) biliyor. Biz de yakın zamanda müşahede eder, görürüz. İnşallah.
Yazımın sonunda İbrahim Hakkı Hazretleri (ra) ve Hz. Mevlana (ra) gibi sesleniyorum:
"Görelim Mevlam Neyler, Neylerse Güzel Eyler."
“Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.”