Dünya Ülkelerinin bir çoğunda trafik sağdan akar. Trafiği sağdan akan Ülkelerde, yaya geçitlerinden geçerken kural şudur: “Önce sağa, sonra sola ve en son tekrar sağa bakılarak karşıdan karşıya geçilir.” Bizim Ülkemizde de trafik sağdan akar ve ancak ben bu kuralı Ülkemiz için yeterli görmüyorum. Ve diyorum ki, Türkiye’de, yaya geçitlerinde karşıdan karşıya geçerken, “önce sağa, sonra sola, tekrar sağa bakmak yetmez”, yaya geçitlerinden geçerken, arkaya, öne, havaya ve yere de bakmak gerekir. Çünkü, bu Ülkede arabaların nasıl ve nereden çıkacağı belli olmaz. Allah korusun, havadan da araba gelebilir, yerin altından da araba çıkabilir. Burası Türkiye!
Maalesef, öyle. Burası Türkiye derken de içim inciniyor. Trafikte neden medeni olamadığımızı esefle, üzüntüyle müşahede ediyorum. Daha acı ve üzüntü vereni de, trafikteki medeniyetsizlik bu Ülkede her geçen gün artıyor. İşte bu nedenle Türkiye’de “grafik de iyi değil, trafik de iyi değil” diyorum. Çünkü, trafikte olumsuzluk grafiği süratle yukarılara doğru çıkıyor. Trafikte saygı da kalmadı, sevgi de kalmadı. Tahammül de yok, hoşgörü de yok. Herkes kendi bencil çıkarını ve kendi gündelik işini önemsiyor ve karşıdakini bir değersiz nesne ve mühim olmayan bir varlık olarak görüyor. Varsa yoksa kendisi. Kendisi işe yetişecek, kendisi hastaneye gidecek, kendisi randevusuna vaktinde varmak zorunda. Başkalarının işi, başkalarının hastaneye gidip gitmeyeceği, başkalarının randevusu, hiç umurunda değil. Trafikte neden empati yapmayız da “hep ben, hep ben” deriz? Trafikte “hep ben, hep ben” diyenler insan canına kastettiklerini, canavarlaştıklarını bilmiyorlar mı?
Trafikte hep ben, hep ben diyenler (canavarlar) olduğu gibi, kasıtla, zevkle, eğlenceyle trafiği birbirine katanlar (magandalar) da var.
Trafikte bencillik yapanları, bir nebze olsa anlayabiliriz. Çünkü, insan egosu yüksek, Dünyada yalnızca kendi çıkarına odaklanan zavallı bir yaratıktır. Bu yaratığı anlamak mümkün de, bir de kasten, zevkle, eğlenceyle trafiği birbirine katanlar var. Bunlara “maganda” diyorlar. Bu tabir yetiyor mu? Maganda demekle bu adamları belki de ödüllendiriyoruz. Ya da adam zaten kendisi maganda olmayı kabul ediyor ve Dünya umurunda değil. Hayatta bir gayesi ve maksadı yok. Güdülerinin tatmini dışında bir hedefi yok. Bu adama maganda demek yanlış. Bu adamlara başka bir isim bulacağız.
Benim aklıma şu isim geldi: “Trafik Teröristi.” Bence “maganda” yerine “terörist” demek daha yerinde. Çünkü bunların teröristten farkı yok. Dağdaki terörist de insan canını hiçe sayıyor, trafikteki terörist de insan canını hiçe sayıyor. Yani aralarında çok da fark yok.
Evet, Türkiye'de trafik terörü had safhaya ulaştı. Bunun sebebi trafik teröristleri.
Evet, Türkiye’de trafikte kazalar had safhaya ulaştı. Bunun sebebi trafik canavarları.
İşte son bir iki gün içindeki trafik teröristi ya da trafik canavarlarının sebeb oldukları kaza haberleri. Öncelikle en üzücü haber Manisa İli Gölmarmara İlçesinden geldi. 13'ü kadın 15 tarım işçisi trafik kazasında hayatını kaybetti. Süt taşıyan tanker ile tarım işçilerini taşıyan kamyonet çarpışmış. Süt tankeri karşı şeride geçerek kamyonu ve içindekilerini ezmiş. Maalesef olay acı.
Dikkat çeken bir başka haber de İstanbul Halkalı'da kaldırımda yürüyen hostese bir arabanın çarpması ve hostesin ölümüne neden olması. Bu da başka bir acı olay. Bu iki kazada hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum.
Daha bu haberler gibi, bir iki gün içinde gerçekleşen onlarca trafik kazası haberi var. Hepsini yazmaya gerek yok.
Evet, şurası bir gerçek ki, trafikte can güvenliğimiz azalıyor. Bırakın trafiği kaldırımda yürürken dahi herkes büyük risk içinde. Yaya geçinden geçerken herkes büyük risk içinde. Trafik teröristi kırmızı ışıkta dahi durmayı kendisine yediremiyor. Ülkemizde kırmızı ışıktan geçip de yayayı ezen onlarca trafik teröristi haberi var. Bu tür haberleri gelişmiş Ülkelerde duymanız mümkün değil. Olsa da çok çok ender rastlanan bir olaydır. Biz de ise artık bu tür haberler vaka-i adiye (normal vaka) haline geldi. İşte bundan dolayı, “trafikte sağa-sola bakmak yetmez, havaya ve yere de bakmak gerekir” diyorum. “Havadan da araba düşebilir, yerin altından da araba çıkabilir. Burası Türkiye” diyorum. Trafik teröristi kaldırımdaki yürüyeni de ezebilir. Dükkanın içinde esnaflık yapan kişiyi de ezebilir. Evinde uyuyan kişiyi de ezebilir. Trafik teröristi her an, her yerde. Allah cümlemizi, trafik teröristin de, trafik canavarından da korusun ve saklasın. Tüm trafik kazalarından Yüce Rabbime sığınırım. Amin.
Bu duadan sonra soruyorum. Cevabını da yetkililerden bekliyorum: “Trafik canavarlarını, trafik teröristlerini ve insan hayatını hiçe sayan bu adi yaratıkları kim durduracak?
Bu adi yaratıklar ile kim baş edecek?