Eski zamanlarda savaşlar mertçe olurdu.
Kiminle savaş yaptığını bilirdin, ona göre hareket eder strateji belirlerdin.
Şimdilerde ise vekâlet savaşları gündemde.
Yani, ülkeler risk almadan, kendi vatandaşının askerinin burnu dahi kanamadan oluşturulan, sinsice kahpeçe yapılan vekâlet savaşları.
Bizler farkında değiliz ama ülkemiz 1975 yılından bu yıla kadar vekâlet savaşlarının tam ortasında.
Bu savaş, 1975-1985 yılları arasında, Ermenistan’ın vekili ASALA terör örgütüyle başladı.
ASALA terör örgütünün kökü kazındıktan sonra, 1985’ten günümüze kadar kökünü kazıyamadığımız PKK terör örgütü vekâleti aldı.
Bir baktık,
Avrupa’ dan vekâlet alan IŞID terör örgütü çıktı.
Daha sonra,
ABD’den vekâlet alan PYD terör örgütü hortladı.
İleriki yıllarda, hangi ülke, hangi terör örgüte vekâlet verir bilemeyiz.
Tek gerçek var.
Haçlı zihniyet, Siyonist kafa…
Mohaç’ta, Kanun-i Sultan Süleyman’ın atının nalını,
Niğbolu’da, Yıldırım Beyazıt Han’ın kılıcının kınını,
Malazgirt’te, Alparslan’ın Anadolu’ya sürdüğü atın üstündeki neferleri,
İstanbul surlarına, Ulubatlı Hasan’ın diktiği sancağı,
Ku’tül Amere ’de, Türk askerinin cesaretini,
Çanakkale’de, Seyit Onbaşı’nın gücünü,
Kurtuluş Savaşında, Mustafa Kemal Atatürk’ün: ’Ya istiklal, Ya Ölüm’’ sözünü unutmayışlarıdır.
Onlar, vekâleti terör örgütlerine vererek bizi yıldırmak isteseler de, unuttukları bir şey vardır.
İslam Sancağının, mazlumun, yetimin yegâne vekâleti, Türk Milletinde olduğudur.
Bu vekâletleri kaldıracak ve kazandıracak tek yetkili mercide,
Yaratıcımız, Yüce Allah(cc)’tır.