Para…

Faiz…

Kur…

Borsa…

İşletmeciliğin yüksek lisansını yaptığım halde; ekonominin arka planında neler oluyor, anlamış değilim.

Ortada dolanan bir para var, hangi gün ne yapacağı belirsiz.

Birileri bir konuşma yapar.

Aha da fırladı.

Birileri ülkeye yaptırım uygular.

Aha da uçtu.

Yani anlayacağınız gıcık olurum, ekonomiden, para politikasından; işim ve harcım değil.

Adamında paranın da delikanlısını severim.

Ne yazık ki, şu günlerde, bir kez daha görüyoruz ki, paranın ve adamın delikanlı olmadığını.

‘’Para bulundu mertlik bozuldu.’’

İşte yaşıyoruz!

ABD, Türkiye üzerindeki kötü emellerini gerçekleştirmek için doları silah olarak kullanmaya başladı.

Dolar yükselecek; zenginler daha zengin, fakirler daha fakir olacak. Halk başkaldıracak, iç savaş derken, ABD’nin yutacağı kıvama gelecek.

ABD’nin hesabı bu; bir nevi yavş….lık.

Bu saatten sonra, bizlerin ABD’ ye ahkâm kesmesi hiçbir şeyi değiştirmez. İşleri rayına girdirmez.

Evet, Çanakkale’de hiçbir ekonomik gücümüz olmadığı halde, yedi düvele Türk Milleti meydanı dar etti ama bu iş başka,

Adamlar delikanlı gibi karşına gelmiyor. Ümüğünü sıka sıka seni sindire sindire geliyor.

Acilen önlem almamız gerekir.

Dolar ve diğer para terörlerine maruz kalmamak için, dolara ihtiyaç hissetmeyecek bir sistem kurmak zorundayız.

Dolara karşı gelecek tek çare; büyük AVM’ler açmak; tüketim hastalığı ortamı hazırlamak olmamalı.

Üreten bir Türkiye oluşturmalıyız.

Buğday, mısır, pinpon topu, kalem, silgi v.b dışarıdan almayan; dışa bağımlı olmayan bir Türkiye…