Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamışlar çözülmüyor Mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban
Yâr deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor
Lambamda titreyen alev üşüyor
Aşk kâğıda yazılmıyor Mihriban
Yüreğimizin bir köşesinde saklı Mihriban Türküsünün dizelerine vuran sazın telleri 5 sene önce susmuştu.
Mihriban öksüz kalmıştı, fakat yüreklere taşınan bu türkünün alevi hâlâ yanıyor.
Günümüz halk şiirinin önde gelen şairlerinden Abdurrahim Karakoç ağabeyimiz 07 Haziran 2012 de Hakkın rahmetine yürümüştü.
O günlerde vefat haberini yeğenlerinden aldığımda vay be “Lambada titreyen alev de söndü” dedim.
Bu toprakların sesi olan şairlerimize ozanlarımıza vefalı olmak bizim en büyük borcumuz olsa gerek. Çünkü şairin, ozanın haykırışı bir ülkenin kalbine kan pompalar, kalbe giden damarlar şairin mısralarının içinden geçerken beslenir ve ülkenin kültürü daha da canlanır.
Şair/Yazar Abdurrahim Karakoç muhasebe memurluğu yaptığı dönemlerde bile sevda şiirlerinin ölçüsünü çok iyi tutturmuştu. Âşık tarzı şiirlerine yeni imajlar kazandırmış, bambaşka bir hava vermiştir.
Hece vezni ile yazdığı şiirlerinde aşk, gurbet ve ayrılık konuları ile birlikte daha çok sosyal meselelere eğilmiştir.
Toplumsal aksaklıkları, hastalıkları ve adaletsizliklerin karşısında kalemini iyi kullandı. Ferdi konuları da lirik bir anlatımla terennüm ederek Türk şiirine ve Türk müziğine güzel eserler kazandırdı.
Mihriban, Omuzumda Sevda yükü, Sultanım, Unutursun Mihriban’ım gibi her gün ünlü bir sesin ağzından dinlediğimiz türküler onun kaleminden döküldü.
Eserleri; Hasan’a Mektuplar(1964) El Kulakta(1969) Haberler Bülteni(1969) Vur Emri(1972) Bütün Şiirleri(1973) Kan Yazısı(1977) Suları Islatamadım(1980) Şiirler(1981) Dosta Doğru(1984)Beşinci Mevsim(1986)Gökçekimi(1981)Akıl Karaya Vurdu(1994)Yasaklı Rüyalar, Gerdanlık I (2000)Gerdanlık II, Parmak İzi(2002)
Rahmetle anıyoruz değerli Şairimiz Abdurrahim Karakoç’u!