Ana, bu bayram mı? . Aman çok ayıp
Çocukken gördüğüm bayramlar hani?
Mübarek elleri öpüp, koklayıp
Yüzüme sürdüğüm bayramlar hani?
Hani ya o özlem, hani ya o tad?
Ne dışım kaygusuz, ne içim rahat
Haftalar öncesi her gün, her saat
Babamdan sorduğum bayramlar hani?
Yukarıdaki mısralar Abdurrahim Karakoç’un “BAYRAMLAR BAYRAM OLA-2” şiirinden sadece iki kıtası bugünkü bayramları zaten özetlemiş.
İnsanların gittikçe yalnızlığa itildiği, şu hızlı dünyada bayramlardaki eski çocuksu heyecanlar kalmadı. Bayram sevinci yerine, tatil sevincine dönüşen bayramlar. Yine de bu değerlerimizin tamamen yok olmaması bize ait geleneklerin sürmesi bayram sevincini yaşatıyor.
Toplumsal huzura bir nefes olan güzel bayramlar! Bizleri evlerde veya mekânlarda buluşturan sevgiler, dostluklar, mezar ziyaretleri. Dünya ile Ahiret arasında ki dengelerin ve geçmişlerimizin hatırlanması gibi.
Bizi biz yapan ulvi değerler, insan olmanın yüceliğini hatırlatan bayramlar!
Bayramlardaki mana yaşlılarımızla, daha da derinleşir. Küçükken bizlere kol kanat gerip sevgileriyle ruhumuzu şenlendiren, bizim için her türlü zorluğa katlanan anne babalarımız!
Onların bizlere gösterdiği tahammül ve ilgiyi biz onlara sunabiliyor muyuz?
Ağarmış saçlarında, yüzlerindeki çizgide bizlere verilen emeğin kutsiyetini görürüz. Anne babaya yapılan iyiliğin birçok amelden önce geldiğini biliyor muyuz?
Anne baba rızasının Allah ın rızası olduğunun yeterince bilincinde miyiz? Öyleyse torunlarıyla daha da güzelleşen bayramları, bayramlaştıralım, bayramlar öksüz kalmasın.
İnsanın başkalarını sevebilmesi, başkaları ile iyi diyaloglar kurması için, her şey den önce kendisini sevebilmesinden, kendisiyle barışık olmasından geçer, sevgiye, dostluğa giden yol.
İnsan eğer mutluysa, bu mutluluğunu başkalarıyla paylaşmak ister, başkalarının mutluluğu içinde çalışır.
Kendisiyle barışık olmayan, kalbinde kin, nefret tohumları taşıyan bir insan, hem kendini mahveder, hem de çevresine sıkıntı verir. Mademki huzurlu yaşamak varken, niye hem kendimizi, hem çevremizi mutlu etmenin yoluna bakmıyoruz. Aynaya gülen bir yüzle bakmıyoruz.
Aslında bizler geleneklerimizle çok şanslı bir toplumuz, köklü bir geçmişimiz ve renkli bir kültürümüz var. İşi ister aile yapımızdan, ister toplum yapımızdan ele alalım.
Bütün mesele güzelliklerimizi görebilme meselesidir.
William James in dediği gibi
‘’İnsanların bir nevi körlüğüne dair’’ adlı makalesinde ‘’Burada anlatmak istediğim körlük
kendimizden başka insanların, hislerine karşı gösterdiğimiz körlüktür’’
İşte bunun içindir ki insan olduğumuzu, bize ait değerlerin ne kadar yüce bir nimet olduğunu hatırlamak, bizim için ne büyük bahtiyarlık olsa gerek, yeter ki yaşadığımızı hissedelim.
Şükür olsun ki bayramlarımız var, sizler varsınız.
Ramazan Bayramımız Mübarek olsun!