Çoğumuz zamanın yetmediğinden işleri yetiştiremediğimizden bahseder dururuz veya bu zamanın içinde iş yaptırdığımız kişi veya işletmelerden şikâyet ederiz. Önce şu doğru zamanlama üzerinde duralım. 
Hayatın içinde zamanlama, zamanı iyi kullanma neden önemli? Verimlilik açısından ilişkilerimizde yani iletişimde zamanlamayı çok iyi yapmak gerekiyor. Doğru zaman seçimi hayatımızı kolaylaştırır. Karşılık göremediğimiz ilişkilerde bazen kırılırız veya kızarız. Oysa doğru yapılan bir zamanlamadan genellikle sonuç alırız. 
  
Bir dostum geçenlerde bir doktor arkadaşına kahrediyordu ilgisizliğinden dolayı. Ona şunu dedim: ?Bu eleştiri biraz insafsızca gibi geliyor, sen o kişinin zamanının müsait olup olmadığını hiç hesaba kattın mı?? 
İşte zamanlamayı bunun için iyi yapmak gerekiyor. O kişi o anda müsait olmayabilir. Biz zamanı kendimize göre ayarlarsak karşıdaki kişinin zamanı bize uymayabilir. Özellikle şu cep telefonları çıktığından beri özgürlüğümüz de elden gitti. 
Adam tuvalete bile rahat giremiyor. Yahut da trafikte seyir halinde iken bile onu rahat bırakmıyoruz. Cep telefonu taşımayanlara bazen hak vermiyor da değilim. Bundan dolayı aradığım kişiye ilk sorduğum şey ?Müsait misiniz?? sorusu olur. 
Yahut da adam yorgun argın işten evine gelmiştir ve biz gecenin bir yarısında dinlenmesine müsaade etmeden ararız. Ondan sonra da o kişiden sağlıklı cevap bekleriz. 
Misafirliğe haber vermeden gideriz, karşıdan ilgi bekleriz. İşte bu zamanlama yanlışlığı ilişkileri, diyalogları bozabilir. 
İnsanlara kırılmamak için de o kişilerin zamanlarına dikkat etmemiz gerekiyor. Çok yakınımız da olsa, samimi de olsak sınırları zorlamamak gerekiyor. İletişimlerde zaman mevhumunu planlı ve dikkatli kullanmak zorundayız.
Arnold H. Glascow'un da dediği gibi ?Her işin başı zamanlamadır. Bir işin ne zaman yapılacağı, nasıl yapılacağı kadar önemlidir.?
Kâinatta Güneş'in doğuş ve batış saatleri bir zaman esasına göredir, mevsimler de öyle değil mi! Uyku ve çalışma saatleri zaman kavramının içinde ve zamanlamaya tabii değil mi? Zamanlamayı ve zamanı iyi kullanmak zorundayız zira ömür çok uzun değil. 
Her şeyden önce hayatımızda bizi gereksiz meşgul eden işlerden ve kişilerden sıyrılmamız şart. Yani planlama hayatımızın her anında olmalı. Bir diğer konu da; ?Doğru adresler.?Nedir bu doğru adresler? 
İş yapmada veya yaptırmada, her türlü ilişkilerimizde doğru yerleri seçmemiz önem arz ediyor. Çoğumuz hayatın içinde işlerimizi birilerine yaptırıyoruz. İşte bu tercihi yaparken bir araştırma gerekiyor. 
Arkadaşın biri dişinden tırnağından artırdığı parasının üstüne bir de emekli tazminatını ekleyerek bir daireye bağlamış. Gel gelelim meydanda ne daire ne de müteahhit var, yani onca birikim boşa gitmiş.
Bu arkadaşım yanlış adam seçmenin bedelini ağır ödemiş. 
Adam arabasını tamir için rastgele birine götürüyor. Arıza aslında ufak bir şey, yanlış müdahale sonucu iş işten çıkmış. En sonunda adamcağız arabayı satmak zorunda kalmış. 
Hangi işimiz olursa olsun o işin uzmanı mutlaka vardır, araştırıp bulmak zorundayız. Bütün mesele üşenmemek ve işin kolayına kaçmamak!
Seçebilme yeteneğimizi geliştirmeliyiz. Yanlış seçimler bizi başka yanlışlara ve çıkmazlara götürüyor. Yarım doktor candan, yarım hoca dinden eder misali. 
Zekâ ve akıl insanoğluna bahşedilen en büyük nimettir. Ancak yaşlandıkça hücreler yavaş yavaş ölse de hayatın dengesi yine devam ediyor. O zaman da tecrübe denilen sihirli değnek ortaya çıkıyor. Atasözlerimizin her birinde bir yaşam felsefesi ve yaşama sanatı yatar. Bu sözler de bir tecrübenin ürünü değil mi? 
Bu konuda Jean Jacques Rousseau'nun şu sözleriyle yazımızı noktalayalım; ?Birçok insan matematiğin yasalarını bilir ve güzel sanatların birçoğunda beceri sahibidir. 
Fakat çoğu insan yaşamı yöneten yasalarla, yaşama sanatı denilen o güç sanat hakkında az şey bilir. Bir insan uçak yapabilir ve onunla bütün dünyayı baştan başa dolaşabilir. Fakat nasıl mutlu, başarılı ve memnun olunacağını öğrenirken, o basit sanatın tamamıyla cahilidir. Sanatları öğrenirken listenin en başına yaşama sanatını koymayı unutma!             
Hoşça kalın!