Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Göktaş'ın, depremde kaybolan çocuk kalmadığı açıklamasına, kaybolan çocukların ailelerinden tepki geldi. Göktaş'ın, "1912 çocuktan bir tanesi bile kayıp değil" ifadelerine karşı çıkan aileler, kayıp çocuk sayısının daha fazla olduğunu belirtiyor.

Kahramanmaraş’ın Tarihi Kanlı Köprüsü: Zamana Direnen Bir Miras Kahramanmaraş’ın Tarihi Kanlı Köprüsü: Zamana Direnen Bir Miras

Birgün’ün haberine göre Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerin üzerinden 11 ay geçmesine rağmen hala bulunamayan çocukların hikayeleri, gün yüzüne çıkıyor.. Yeşilada Apartmanı'nda yaşayan 6 yaşındaki Talha Demirel, Antakya Rönesans Rezidans'ta yaşayan 3 yaşındaki Mustafa Kemal Koşar, 1 yaşındaki Mehmet Akif Koşar, Kahramanmaraş'ta Ebrar Sitesi'nde yaşayan Alya Kılınç, Adıyaman'daki Arzıklar Apartmanı'nda yaşayan 9 yaşındaki Muhammed Enes Demir gibi birçok çocuk, hala ulaşılamayanlar arasında bulunuyor.

Aileler, depremzedeler arasında bulunamayan yüzlerce çocuğun akıbetini öğrenmek, DNA eşleşmesi yapılmasını sağlamak ve çocukların kaçırılmış olma ihtimalini araştırmak adına devletten daha etkili bir araştırma talep ediyor. 

Suna Öztürk, Hatay Antakya’da depremle saniyeler içinde yıkılan Rönesans Rezidans’ın enkazında kalan 36 yaşındaki kızı Tuğba Koşar ile torunları 3 yaşındaki Mustafa Kemal ve 1 yaşındaki Mehmet Akif’e aylardır ulaşamadı. Öztürk, Göktaş’ın “1912 çocuktan bir tanesi bile kayıp değil” ifadelerine tepki göstererek “Kayıp çocukların sayısı 1912 ile sınırlı değil, daha fazla. Yangın çıkmayan, bulunduktan sonra kaybolan yüzlerce çocuk var. Bu çocuklar nereye gitti? Kapsamlı araştırma yapılması gerekiyor. Sevgi evlerine, hastanelere bakılsın, parmak taraması yapılsın. Başka dernek ve kurumlar mı aldı araştırılsın. Bu çocuklar kaçırıldı mı? Biz nasıl araştıralım? Böyle bir gücümüz, yetkimiz yok. Rönesans’ta 51 kişi kayıp, 8-9 tanesi çocuk. Bizim isteğimiz devletin ivedilikle bu işe el atması. Bir aileden 8 tane çocuk kayıp. Bu olabilir mi? 8 çocuk aynı aileden nasıl kaybolabilir?” diye sordu.

Sevgi Şen de Antakya’daki Çinçin Apartmanı’nın yıkılmasının ardından torunları 7 yaşındaki ikiz kardeşler Elif ve Esma Yapar ile 17 yaşındaki Şükran Yapar’dan haber alamadığını söyledi. Sevgi Şen gözyaşlarıyla 11 aydır yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Kızım Hayriye Yapar, torunum 21 yaşındaki Nurettin Yapar, damadım ve dünürüm de depremden sonra kayboldu. Kızım, damadım ve büyük torunum bulunamadığı için torunlarıma DNA eşleşmesi bile yapılmıyor. En acısı da bu. Enkazdan çıkmadılar. Bu insanlar nasıl bulunmaz? Kaçırıldılar mı bunu da bilmiyoruz. Biz sürecin titiz yürütülmesini istiyoruz. Nerede bu insanlar? Başvurmadığımız yer kalmadı, temeli bile kazdırdık oradan da çıkmadılar. Yetkililere sesleniyorum. Mezarlarına bile razıyız, çocuklarımızı bulun.”

Deprem Mağdurları ve Kayıp Yakınlarıyla Dayanışma Derneği’nden (DEMAK) yapılan açıklamada da kendilerine 142 kayıp çocuk başvurusu yapıldığı belirtildi. 142 başvurunun depremden etkilenen Maraş, Hatay, Antep, Adıyaman ve Malatya’dan geldiği kaydedilerek “En fazla başvuruyu Hatay’dan aldık” dedi.

Editör: Dilek Nur