Uzun yıllar sıklıkla dile gelen bir soru ve sorundur: ‘’Ne olacak bu gençliğin hali?’’
Her zaman konuşulur, tartışılır, eleştirilir fakat gidişatı değiştirmek için nitelikli somut bir adım atılmaz. Efendim artık harekete geçerek, konunun üstüne somut hamleler ile gidilmeli. Eller, hatta gövdeler taşın altına koyulmalı. Aksi takdirde akıllı telefonların esareti altına girmiş bir gençlik ile uzun yıllar tüketim ekonomisinin kölesi olmaktan kurtulamayacağız.
2018 yılı verilerine göre genç nüfusumuzun %30’ undan fazlası ne okuyor nede çalışıyor. Bu demek oluyor ki her 3 gençten 1’ i boşta. Okuyan ve çalışan gençlerimize baktığımızda ise %50 sinden fazlası yatkın olduğu ve istediği alanlarda okumadığı veya çalışmadığı için isteksiz ve memnuniyetsizler. Dolayısıyla verim çok düşük oluyor. Bildiğimiz gibi Sivil Toplum Kuruluşları toplumların gelişiminde büyük rol alan kuruluşlardır. Bizim ülkemizde her 100 gençten sadece 1 tanesi STK üyesi.
veriler bir kenarda dursun. Peki, hata sadece gençlerimizde mi? Peki ya onlara sahip çıkamayanlar?
Gelelim gençlik adına şehrimizde yapılan yanlışlara ve hiç yapılmayanlara…
Kahramanmaraş gibi genç nüfusuyla nice başarılar elde etmiş kahramanlıklarla dolu bir tarihi olan, birbirinden değerli sanatkârlar yetiştirmiş ve son dönemler tekstilin kalbi olmuş, her türlü üretime ve gelişime müsait bir şehirde yaşıyoruz.
Şöyle ki;
*Kahramanmaraş’ ın tarihine gömülmüş milli şuuru ve maneviyatı uyandıracak, hatırlatacak ve gençlerimize tekrar aşılayacak faaliyetler neredeyse yok gibi. Bu konuda Okullar, STK lar ve çeşitli kamu kurumları acil eylem planı ile harekete geçmeli. Milli ve manevi duyguları gelişmiş, tarihini ve kendi potansiyelini iyi bilen gençlik kurtaracak bizi. Küçümsenerek, ite kalka harekete geçirilmeye çalışılan bir gençten hiçbir şey beklemeyin.
*Bizim memlekette gençlerin görüşleri ikinci plana atılıp istekleri kulak arkası edilir, büyükler kendi istedikleri çizgide gitmelerini isterler gençlerin. Bu büyük bir hatadır. Onları ilgi duydukları ve eğilimli, oldukları alanlarda desteklemeli, önlerini açmalıyız. Ben bizzat şehrimizde bu konuda birçok yapılan yanlışa ve harcanan gençlere maalesef şahit oldum.
Bir birey için meziyetini gösteremediği yer eziyettir, unutmayın.
*Tekstil başta olmak üzere birçok sektörde gençlerimizi iyi yetiştiremiyor, onları işlerinde profesyonelleştiremiyor ve şehrimizde gençlerin enerjisinden faydalanıp büyük bir marka çıkaracak projeler üretmiyoruz. Endüstrimizde gençlerimizi nerede ve nasıl değerlendireceğimizi iyi tespit edememiş ve boş verip kârımıza bakmış durumdayız. Şehrimizde turizmin gelişmemesi, büyük markalar çıkmaması, geriden gelen kalifiye eleman eksikliği, profesyonel dinamik genç yönetici eksikliği ve çeşitli sorunların sebebi de budur. Bu konu ile dertlenmiş ve bir şeyler yapmaya çalışan birkaç kuruluş ile çok bir şey değişmez, genel olarak bu konuyu masaya yatırmalıyız.
*Kültür sanat ve spor alanlarında şehirde büyük bir boşluk var. Gereken alt yapılar sağlanıp, bu alanlarda çeşitli program ve etkinlikler ile gençlerin kültür sanat ve spor eğilimleri arttırılmalı, özendirilmeli ve hobiler kazandırılmalıdır. Derinliği olan, ince ruhlu, kültür ve anlayış düzeyi yüksek, hayata bakış açısı gelişmiş, spor aktiviteleri ile fiziksel olarak ta kaliteli yaşayan bireyler konusunda zaten sınıfta kaldık. Yine bu konularda gelecek vadeden gençlerimizin çoğu ise şehirdeki yetersizliklerden ötürü harcanıyor ve desteksiz kalıyor.
*Kişisel gelişim ve donanım anlamında çeşitli birçok eğitim programları ve projeler üretilmeli ve gençlerimize en verimli şekilde bu hizmetler ulaştırılmalı. Bu konuda da çok yetersiz kalıyoruz şehir olarak.
Yukarıda saydıklarımın dışında bunlara bağlı nice sorunu gözünüzde canlandırın. Bizim sahip çıkamadığımız ilgisiz gençlik, gelişen teknolojiye kapılıp tembelleşiyor. Düşünme ve üretme kabiliyetini zamanla kaybederek mümkünse çalışmadan para kazanma, kısa zaman da zengin olma, lüks yaşama derdi ile gençliği boyunca birçok hata yapıyor.
Ben şahsen Türk gencine güveniyorum. Fırsat verilmiş, iyi yetiştirilmiş ve desteklenmiş genç bireylerin içindeki potansiyeli ve başarabileceği şeyleri hayal bile edemezsiniz. Buna en güzel örnek 21 yaşında İstanbul’ u fetheden ecdadımız Fatih Sulat Mehmet’ dir. Başarının yaşla değil, aşkla alakalı bir hal olduğunu unutmayarak, gençlerimize yatırım yapalım.
Bu gibi konularda özellikle Gençlik STK’ larına ve Kamu Kurumlarına büyük görevler düşüyor. Özenli ve çok çalışılması lazım.