Ülke İçi Yerinden Edilme İzleme Merkezi (IDMC) tarafından yayınlanan rapora göre, dünya genelinde 148 ülkede toplamda 26,4 milyon kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bu rakam, IDMC'nin 2019 yılından sonra açıkladığı en yüksek ikinci oran olarak kayıtlara geçti.

Türkiye'deki evsizlik sorununu daha da derinleştiren faktörler arasında kiraların artması ve depremzedelerin çadırlara ve konteyner kentlere yerleştirilmesi yer alıyor. Konteyner kentlerin en az üç yıl boyunca kullanılacağı belirtilirken, iç göçmen sayısının da ciddi şekilde arttığı gözlemleniyor.

Raporda ayrıca, yıkılma tehlikesi bulunan binaların da iç göçü tetiklediği ve ülkedeki işsizlik, yüksek yaşam maliyeti ve eğitimdeki sorunlar gibi güncel zorluklara değinildiği belirtiliyor.

IDMC Direktörü Alexandra Bilak, bu rakamların sadece "buzdağının görünen kısmı" olduğunu ve afet yönetiminin önemini vurguluyor. Bilak'a göre, afetlere karşı hazırlıklı olan ve etkili planlama yapan ülkeler, afet sonrası yerinden edilme gibi sorunlarla daha etkin bir şekilde başa çıkabiliyor.

Türkiye'nin deprem riski altında bulunması, ülkenin afet yönetimine ve evsizlikle mücadele stratejilerine daha fazla odaklanması gerektiğini gösteriyor. Bu doğrultuda, önleyici önlemler almak, etkili müdahale planları oluşturmak ve uzun vadeli kalkınma stratejileri geliştirmek, Türkiye'nin evsizlik sorununu çözme yolunda önemli adımlar olabilir.