Diyarbakır’ın Bağlar ilçesindeki Hisami Cami imamı Kadri Ö. iddiaya göre geçtiğimiz yıl 24 Ağustos'ta yaz Kuran kursu öğrencisi 9 yaşındaki C.D’ye odasında cinsel istismarda bulundu. Camiden çıkan çocuk evde durumu ailesine anlattı.
Aile, polise giderek imam hakkında suç duyurusunda bulundu. Ailenin şikayeti sonrası gözaltına alınan imam Kadri Ö. küçük yaştaki çocuğa cinsel istismarda bulunmak suçundan tutuklanarak cezaevine konuldu.
İmam Kadri Ö, poliste ve savcılıkta verdiği ilk ifadesinde istismar iddiasını reddedip camide başka kişiler de olduğunu söyledi. Ancak, polisin yaptığı incelemede camide o sırada sadece mağdur çocuk, imam Kadri Ö. ile tuvalet görevlisi M.K’nın olduğu belirlendi.
Caminin tuvalet görevlisi M.K de savcılıkta ve mahkemede verdiği ifadede olay gününü şöyle anlattı:
Cami içinde bulunan klimayı kontrol etmek için caminin içine gittim. Cami kapısında imam Kadri Ö. ve tanımadığım bir çocuğa ait ayakkabı vardı. Namaz bölümünde kimsenin bulunmaması nedeniyle anahtarının sadece bende ve İmam Kadri Ö.'de bulunan penceresinin bulunmadığı imam odasına girmek istedim. Kapıyı ittim, açılmadı kilitliydi. Anahtarı soktum kapı, içeriden kilitli olduğu için açılmadı. Bunun üzerine camiden çıkarak kapıda beklemeye başladım. Yaklaşık 15 dakika sonra İmam Kadri Ö. ile mağdur C. D.'nin camiden birlikte çıktığını gördüm. İmam, 'çocuğa burada bekle, ben geliyorum' diyerek doğruca cami bitişiğinde bulunan banyoya giderek burada duş aldı. İmam duş aldığı sırada erkek çocuğun çok tedirgin bir şekilde bekleyiş içinde olduğunu fark ettim. İmam banyoda çıktıktan sonra yakın bir yere çocuk ile birlikte yürüyerek gittiler ve çocuğa döner ısmarladı bunları gördüm.
"15 TEMMUZDA SELA OKUDUĞUM İÇİN BUNLAR BAŞIMA GELDİ"
Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, geçtiğimiz hafta görülen duruşmada İmam Kadri Ö.'ye mahkeme başkanı polisin bu tespitini hatırlattı. İmam, bunun üzerine camide kimsenin olmadığını kabul edip farklı bir savunma yaptı. İmam, kendisine iftira atıldığını nedeninin ise 15 Temmuz darbe girişimi sırasında camiye giderek sela okuması olduğunu iddia etti:
Benim çocuklarım gelip böyle şeyler anlatsa ben gider o adamı linç ederim. Olaydan sonraki gün ben gidip yatsı namazını kıldırdım. Ertesi güne kadar da oradaydım. Bu iş planlı ve programlı bir iş olmasaydı mağdurun ailesi beni orada linç ederdi. Ben, 32 yıldır resmi imam olarak görev yapıyorum. Bahsi geçen tarih 24 Ağustostur. Bir önceki ayın 15’inci günü darbe teşebbüsü nedeniyle Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Diyanet İşleri Başkanımızın talimatı üzerine sela okudum diye bu olaylar başıma geldi. Benim tek suçum sela okumaktı . Sela okuyan birinin cezalandırılması mı gerekiyor.
İmam Kadri Ö. "Mahalledeki esnaf beni sevmez ve bana 'Reisin İmamı' lakabını taktırmışlardı. Beni bundan dolayı sevmezlerdi" dedi.
İmam Kadri Ö. savunması sırasında mağdur çocuğun ailesine ve tanıklara da “Allah belalarını versin” diyerek beddua etti. Olayın tek görgü tanığı tuvalet görevlisi Mustafa K’yi de kendisinin işe aldığını belirterek Mustafa K’nin ifadesinin doğru olmadığını ve uyuşturucu kullandığını iddia etti.
Mütalaasını mahkeme heyetine sunan savcı da, "Sanık Kadri Ö’nün mağdur çocuğa cinsel istismarda bulunduğu alınan beyanlarda tespit edilmiştir. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun tamamlandığı, zincirleme şekilde nitelikli cinsel istismar suçunun ise teşebbüs aşamasında kaldığı, mağdur çocuğun yaşanan olayları aile bireylerine aktarmasından sonra sanık hakkında kolluk güçlerine müracaatta bulunulduğu, sanığın alınan ifadesinde iddia edildiği şekilde mağdur çocuğa cinsel içerikli bir eylem gerçekleştirmediğini beyan etmek suretiyle üzerine atılı suçları kabul etmemiş ise de; sanığın savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik ve itibar edilmemesi gereken bir savunma niteliğinde olduğu izah edilen oluş ve tüm dosya kapsamı içerisinde mevcut deliller doğrultusunda sanığın üzerine atılı suçları işlediği anlaşılmakla sanığın eylemlerine uyan 5237 Sayılı TCK’nın 103/2, 103/2-e, 103/4-a, 35/2, 43/1, 109/1, 109/3-d, 109/3-f, 109/5, 43/1, 53, 63 maddeleri gereğince cezalandırılmasına, ayrıca mağdurun sanık tarafından olayı anlatmaması için ölümle tehdit ettiği iddiasının iddianamede yer verilmemesi nedeniyle sanık hakkında TCK’nın 106/1-1 maddesi gereğince suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesi" görüşünü beyan etti.