Yaşar, Türkiye’nin üretim ekonomisinden tüketim ekonomisine geçtiğini ve bankaların yüksek faiz politikalarının enflasyonu körüklediğini söyledi. Toplu sözleşme görüşmelerinde memurların hak ettiği iyileştirmeleri alamadığını belirterek, "TÜİK’in açıkladığı verilere göre Kasım ayında enflasyon %2,24 olarak açıklanırken, enflasyon farkı %4,15 oldu. Ancak memurun alım gücü fiilen tükenmiş durumda" ifadelerini kullandı.
Memurun alım gücünün düşmesi nedeniyle ekonomik durgunluk yaşandığını aktaran Yaşar, “Fabrikalar ve mağazalar sürekli indirim yapıyor, ancak vatandaş sadece vitrinlere bakabiliyor. Bu durum, ekonomi yönetiminin yanlış politikalarının bir sonucudur” dedi.
Ekonomik Talepler ve Çözüm Önerileri
Mustafa Yaşar, memurların ekonomik koşullarını iyileştirmek adına kök maaşlarda artış yapılmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Ayrıca, şu talepleri sıraladı:
- Seyyanen Zam: Artan vergi yükü ve enflasyon karşısında memur maaşlarına ek zam yapılmalı.
- Adil Vergi Sistemi: Asgari ücretin enflasyon etkisi artırılmadan mevcut fiyatlar garanti altına alınmalı.
- 3600 Ek Gösterge: Kamu çalışanlarının uzun süredir beklediği bu düzenlemenin hayata geçirilmesi gerektiği belirtildi.
- Ek Ders Ücretleri: Öğretmenlerin ek ders ücretlerinin iyileştirilmesi.
- Uzman ve Başöğretmen Tazminatları: Bu tazminatların maaşlara yansıtılması.
- Yardımcı Hizmetler Sınıfı Hakları: Giyim yardımlarının güncel fiyatlara uygun şekilde yeniden düzenlenmesi.
Ekonomik Politikalar Yeniden Gözden Geçirilmeli
Yaşar, Türkiye’nin enflasyon ve gelir adaletsizliği gibi sorunlarının temelinde yanlış ekonomi yönetiminin bulunduğunu ifade ederek, “Memurların haklarının korunması, vatandaşların refahını artıracak önemli bir adımdır. Kamu çalışanlarının taleplerine kulak verilmeden sürdürülen politikalar, sosyal ve ekonomik yapıyı daha da zayıflatacaktır” dedi.