Fransa 1986 yılında tarihe geçecek bir cezaevi firarına tanıklık etti. Ünlü banka soyguncusu Michael Vajour, eşi Christiane tarafından helikopterle cezaevinden kaçırıldı. Olay, dönemin en dramatik, en cesur ve en romantik firarlarından biri olarak uzun süre gündemde kaldı.
Mahkûmun bulunduğu Paris yakınlarındaki hapishaneye bir helikopterin inişi, gardiyanları şaşkına çevirdi. Kontrolleri atlatan helikopter, cezaevi avlusuna indi ve Vajour hızla araca binerek kaçtı. Bu inanılmaz firarın arkasındaki kişi ise Vajour’un eşi Christiane’ydi.
Kaçış Planı İçin Aylarca Pilotluk Eğitimi Aldı
Soruşturma kayıtlarına göre Christiane, eşini hapisten kurtarmak için helikopter kullanmayı sıfırdan öğrenmişti.
Yetkililer, kadının sahte kimlikle pilotluk derslerine katıldığını, uçuş simülasyonlarıyla pratik yaptığını ve cezaevi çevresini defalarca havadan incelediğini belirtiyor.
Kaçış gününde helikopteri kiralayan Christiane, uçağı kaçırıldı süsü vererek pilotu etkisiz hâle getirdi ve kontrolü ele aldı. Ardından cezaevine uçtu ve Vajour’u alarak hızla uzaklaştı.
Fransa’da Efsaneleşen Bir Olay
Basın, olayı “Fransa’nın Bonnie & Clyde’ı”, “Aşkın Gücü”, “Helikopterle Firar” başlıklarıyla duyurdu.
Christiane’nin cesareti ve firarın sinematik yönü yıllarca konuşuldu.
Uzmanlara göre olay, Avrupa cezaevi güvenlik sistemlerinin yeniden yapılandırılmasında önemli bir dönüm noktası oldu.
Yakalanma ve Devam Eden Süreç
İkili firarın ardından kısa sürede yakalansa da olayın etkisi kültürel ve toplumsal anlamda uzun yıllar devam etti. Vajour ve Christiane’nin ilişkisi zaman içinde sona erdi, fakat helikopterle firar hâlâ suç tarihinin en dikkat çekici hikâyeleri arasında yer alıyor.
Sonuç:
Christiane’nin helikopter kullanmayı öğrenerek sevdiği adamı cezaevinden kaçırması, “gerçek hayatta bile aşkın sınırı yok” dedirten olaylardan biri olarak tarihe geçti. Fransa’nın 1986 firarı bugün hâlâ kitaplara, belgesellere ve haber analizlerine konu olmaya devam ediyor.