Yıllarca hayalini kurduğu daireye, bir bankadan kullandığı konut kredisiyle sahip olan tüketici, hayatının şokunu yaşadı. Bankanın, haksız şart koyduğu sözleşme ile sıkıntı yaşayan tüketici, mahkemenin yolunu tuttu. Tüketici Mahkemesi, davanın kabulü ile; davacının davalı bankaya 284 bin lira borçlu olmadığının tespitine, dava konusu taşınmaz üzerinde davalı lehine tesis edilen ipoteğin fekkine karar verdi. Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuruldu. Bölge Adliye Mahkemesi, davalının istinaf başvurusunun kabulüne, incelenen mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olmadığından kaldırılmasına, dosyada yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından davanın reddine hükmetti. Karar davacı avukatı tarafından temyiz edildi.
Yargıtay 3. Hukuk dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda şu ifadelere yer verildi: “Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 5. maddesi ile sözleşmelerdeki haksız şart düzenlenmiş olup anılan kanun maddesinde ‘Haksız şart; tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dâhil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır. Tüketiciyle akdedilen sözleşmelerde yer alan haksız şartlar kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin haksız şartlar dışındaki hükümleri geçerliliğini korur. Bu durumda sözleşmeyi düzenleyen, kesin olarak hükümsüz sayılan şartlar olmasaydı, diğer hükümlerle sözleşmeyi yapmayacak olduğunu ileri süremez. Somut uyuşmazlıkta; 0953 yevmiye numaralı, Tapu Müdürlüğünce düzenlenmiş olan ipotek senedinin ‘sözleşme şartları' başlıklı bölümün 1. maddesi, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında haksız şart niteliğindedir.