Tarihin, ilk medeniyet merkezlerinden olan topraklar, şimdi ise gayri medeni şartlarda yaşamaya çalışan mazlum ve mağdur insanlarla dolu.
Gök bayrağın alnının ok olduğu ancak, gönlünün hüzünlü olduğu topraklar. Cuma namazının engelleme çalışmaların başladığı, çekik gözlü bakışların arasında ‘’Allah’’ kelimesinin yasak olduğu, Ramazan ayında oruç tutmanın suç olduğu, 2 milyon kare alana yayılmış olan Çin zulmünün en uğrak yerinin adıdır. Ülkemizden yaklaşık 2.5 katı olan toprak zengini bir ülke, 25 milyon Uygur Türk’ünün sözde demokrasi adı altında her türlü zulme maruz kaldığı, en kötüsü de, dünyanın hiçbir milletinden destek bulamadığı o büyük topraklar!
Ülke de Kur’an-ı Kerim’ler yakılıyor, Din Eğitimi vermek yasak; Hac’ca gitmenin ölüm fermanı ilan etme anlamına taşıdığı, katliamın soykırımın devam ettiği, Dünya ise elinde çekirdeği ile seyirci kalmayı tercih ettiği ay yıldızlı kardeş ülke Doğu Türkistan...
Sessiz kalma Türkiye, oradakiler senin kardeşlerin, Gazze bize nasıl yakınsa; Doğu Türkistan’da bize o kadar yakın olmalıdır. Suriye, Filistin, Bosna, Mısır nasıl gündemimiz de olup, bizleri yakından ilgilendiriyorsa Doğu Türkistan’ daki yaşayan kardeşlerimizde, en az onlar kadar kalbimiz de yer etmelidir.
Artık, bu zulme dur! demenin vakti gelmedi mi?