Her şairin baskın özelliği ve kendine has karakteri o şairin şiarıdır. Şiar her zaman iyi ve müsbet olacak diye bir şey yok. Bazen iyi ve müsbet olur. Bazen kötü ve menfi olur.
Şairin şiarı sözlerinden değil gözlerinden okunur. Gözlerine bakarak hüküm verebilirsiniz.
Bir Necip Fazıl gibi, bir Mehmet Akif gibi, bir Sezai Karakoç gibi, bir Erdem Beyazıt gibi, bir Cahit Zarifoğlu gibi, Yunus Emre gibi, Mevlana gibi şiarı olmalı şairin.
Necip Fazıl şiarı, kendinden emin, dobra dobra ve merttir. Mehmet Akif şiarı merhamet timsali, vatan ve millet derdiyle kendinden geçkin ve Dünyalık şeylere meyletmeyendir. Sezai Karakoç şiarı, sessiz, dingin ve gösterişsizdir. Erdem Beyazıt şiarı babacan, haykırış dolu ve seçkindir. Cahit Zarifoğlu şiarı, çocuksu, derin, heyecanlı ve cezbe doludur. Yunus Emre şiarı, Hak ve halk arasında köprü, sarsılmaz iman ve vecd doludur. Mevlana şiarı sırlı, hikmetli ve gizem yüklüdür.
Şairin şiarı kendisinin asli misyonudur. Şair misyonu ile, şiarı ile vardır. Ne misyonu, ne de şiarı yoksa, bir müsvedde hükmündedir. Bir misyonu, bir doğrultusu olmayan şair olamaz, bir şiar üzere yer kaplamayan şair sayılamaz.
Şair şiarını duruşuyla, bakışıyla, yazısıyla, kalemiyle ve seslenişiyle sergiler. Bir mısra sonunda adı olmasa da, "bu şu şaire aittir" diye bir düşünce beliriyorsa insan zihninde, o şairde şiar mevcuttur.
Çoğu zaman okunan mısralar, dinlenen şarkılar ve seslendirilen türküler aynı anda şairini de gözönüne getirir. Gözönüne gelen şairin şiarıdır aslında.
Şairin şiarı hep iyi olacak değil. Bazı şairlerin şiarı da maalesef olumsuzdur. Hatta birçok şairin şiarı negatiftir. Dünyada 100 şair varsa, belki de 90'ı kendisini gösterişli sözün, yalan ifadenin ve zırvalı namelerin girdabına kaptırmıştır. Yazık onlara.
İşte bundan dolayı Mehmet Akif Ersoy, "Budur cihanda benim en beğendim meslek. Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek" diyor.
Yukarıda şiarı müsbet şairlerden örnekler ve isimler sıraladım. Şiarı müsbet olmayanları ismen yazmaya gerek yok. Onları bilen biliyor.
“Şair ve şiar” konusunda, bir başka noktayı da hassaten burada belirtmek istiyorum. Kur'an-ı Kerim'de şairler eleştirilir. (Esasında eleştirilen şairler değil, şiarlarıdır)
Şu hususu ayan-beyan söylemekte bir mahzur yok: “Maalesef, yalan-dolan ifadeler, uçuk-kaçık sözler bir kısım şairlerin genel şiarıdır.” Bunu kabul etmek zorundayız. İşte şairler Kur’an-ı Kerim’de bu zaviyeden eleştirilir.
Gelin hep birlikte şu ayetleri tefekkür edelim: "Şairler(e gelince), onlara da sapıklar uyarlar. Baksana onlar her vâdide şaşkın şaşkın dolaşırlar. Ve onlar yapamayacakları şeyleri söylerler." (Şuara Suresi, 224-226) Evet, el Hak doğru ki, "bazı şairler şaşkın şiar üzerinedir. Bazı şairler yapamayacakları şeyleri söylerler." Kur'an-ı Kerim'de belirtilen bu hakikate biz de şahit oluyoruz. Öyle şairler var ki, şiarı saçma sapan şeyler söylemekten ibarettir. Hatta birçoğu böyledir. Ben “bazıları, bir kısmı” diye belirtirken kibarlık olsun diye "bazıları, bir kısmı" diyorum. Esasında şairlerin çoğu şiar olarak işkembeden sallayan, rastgele söyleyen, sırf alkış alayım diye, sırf beğenileyim diye hayal aleminde dolaşan zavallılardır. Tabi, bazı şairleri bundan muaf tutuyorum. Buna rağmen, maalesef şairlerin çoğu, yeter ki, söz, kafiye ve mısra denk gelsin, aklına ne gelirse söyleyen şiara sahiptir. Bu şiardaki şairler tuhaftır. Laf ebesi gibidirler. Devamlı laf doğurturlar. Söyledikleri sözler bir mesuliyet getirir mi, sıraladıkları mısralar bir sorumluluk doğurur mu? Bunlar umurlarında değil. "Söz olsun, torba dolsun" kabilinden zırvalayanlara da elbette hoş gözle bakılmaz. Bu şekildeki bir şiar mü'mine uymaz. Bizim bir şair olarak şiarımız Hak ve hakikatin gür sesi olmalıdır.
Bu noktada şunu da hassaten belirteyim, “İslam'da şiir değil, şair eleştirilmektedir. İslam'da şiir mübahtır. Sevgili Peygamber Efendimizin (asm) şairi vardır. Hz. Peygamber (asm) Şair Hasan bin Sabit için “Hassan’ın beyitleri düşmana ok darbesinden daha tesirlidir” buyurmuştur. Peygamber Efendimiz şiir yazmak için teşviklerde bulunmuştur.” Yukarıda da belirttiğimiz üzere, tabi, şiir yazarken ölçü doğruluktur ve hakikattir. Buna uymadan şiir yazılıyorsa, bu tür şiir yazan şairlere de Kur'an-ı Kerim'de şiddetli bir eleştiri vardır.
Yazımın sonunda da başında yazdıklarımı tekrarlıyorum: "Şairde şiar mühimdir. Allah (cc) bizleri iyi ve müsbet şiara sahip şairlerden eylesin. Amin."