MAGAZİN

Nagihan Karadere 12 Yaşındayken Uğradığı Cinsel İstismarı Gözyaşlarıyla Anlattı!

Abone Ol

Popüler yarışma programı Survivor'daki güçlü isimlerden olan milli atlet Nagihan Karadere, YouTube’da yayınlanan Katarsis programına katıldı. 

Kardere, sevgisiz kaldığını söylediği çocukluğunu, hayatını kararttığını anlattığı olayı, ilk gençliğini, ailesini, hep güçlü kalmak zorunda olduğu kariyerini, evliliğini, boşanmasını, anneliğini anlattı.

"EVDEN ÇIKMAK BİLE İSTEMİYORUM"
Programın başlarında Dominik dönüşünün ardından kendi hayatına uyum sağlamaya çalıştığını dile getiren Nagihan Karadere, Survivor hakkında şunları söyledi:

"Hayata uyum sağlamaya çalışıyorum. O kadar zorlu bir süreçten çıktık ki, normal hayatımızı unutmuşuz. Adada basit bir hayatımız varmış. Tek görevimiz yarışmak ve karnımızı doyurmakmış.

Normal hayata baktığımda ise şimdilerde evden çıkmak dahi istemiyorum. Gerçekten hayattan kopmuşuz. Survivor'a üç kez gittim ama en son gittiğim bu sezon benim için tam bir travmaydı. Beklenti ve sonuç olarak çok yorucu bir sezondu. Orada rekabet, hayatta kalma ve karnımızı doyurma durumumuz vardı. Kendimizi kanıtlayabilme önemliydi. Savaşçı ruhumu gösterdiği için iki ayrı Nagihan var. Survivor kupası emeklerimin karşılığı olarak kaldırmak istediğim bir kupaydı. Çok fazla emek verdiğimi düşünüyorum ama kaldırmak nasip olmadı."

"BENİM ÇOCUKLUĞUMDA SEVGİ EKSİK"
Programın ilerleyen dakikalarında çocukluğunda yaşadıklarını duygusal bir şekilde aktaran Nagihan Karadere, o günleri şu şekilde ifade etti:

"Ben fakir bir ailede doğdum. Dört kardeşim vardı ve sadece içlerinden ben kız olarak dünyaya gelmişim. Üç erkek arasında büyüdüğüm için ben de kendimi erkek gibi yetiştirdim. Ailemin yanından erken yaşlarda ayrıldım. Anadolu lisesini 16 yaşımda kazandığımda yatılı yurda gittim. Oraya gittikten sonra daha çok kendimi keşfetmeye başladım.

Kendi kendime anne ve baba oldum. Bu süreçte her anlamda aileme destek olmaya çalıştım. Annem ile anne kız ilişkisini çok yaşayamadım. Annem çalışan bir kadındı. Babam ve annem her evlilikte yaşanan sorunlar yaşanıyordu. Karı koca anlaşamayınca annemin gidebileceği bir kapı yoktu. Diğer taraftan örf ve adetler vardı."

Annesinin mutsuz olsa dahi evliliğini yürütmek zorunda olduğunu aktaran Karadere, "Ben de her zaman annemin yanındaydım. Spora da anneme daha iyi bir hayat sunmak için başladım. Anneme maddi ve manevi destek verebilmek için kendimi hep seferber ettim" dedi.

"ANNEMİN ÜZERİMİZDE EMEĞİ ÇOK FAZLA"
"Babam şefkatli bir babaydı. İyi bir baba oldu ama iyi bir eş olamadı. Önemli olan çocuklarına iyi davranmasıydı. Keşke eşine de iyi davranabilseydi. Babam kötü bir insan değildi. Annem ile anlaşamadığı için bizlere katlanmak zorunda kaldı. Annemin üzerimizde emeği çok fazla. Dört çocuk ortada kalmasın diye birçok şeye göğüs gerdi diyebilirim. Annemi de babamı da çok seviyorum. İyi ki evliliklerini her şeye rağmen yürütebilmişler.

Onlar kavga ettiklerinde elimden bir şey gelmiyordu. Ne annemi kurtarabiliyordum ne de babamı durdurabiliyordum. Öyle zamanlarda sadece üzülüyorsun ve izliyorsun. Keşke hiç olmasaydı diyorsun. Seyirci olarak kalmak çok üzücü. Benim çocukluğumda sevgi eksik. Annem ve babam hayat mücadelesi verdiği için sevgi bizim evde hep geri planda kaldı. Hala da bu duyguyu tam anlamıyla tatmış değilim."