Kahramanmaraş’ta İl Milli Eğitim Müdürlüğünün organizesinde, Kahramanmaraş Öğretmen Akademileri- Şehir ve Kültür Akademisi kapsamında Öğretmen gerçekleştirmiş olduğu öğretmenlik Akademisi kapsamında çeşitli okullarda görev yapan öğretmenlerden oluşan 100 kişiden oluşan Grubu 02 Kasım 2024 tarihinde Dulkadirğlu Sultan Bayazıt İlkokulu Öğretmeni Mustafa DEĞİRMENCİ rehberliğinde Kahramanmaraş Ulu Camii, Taş Mederese, Dedeoğlu Konağı, Hatuniye Camii, Yavuz Sultan Selimin Anneannesi Şems Hatun Türbesi, Üdürgücü Konağı, Arslanbey Konağı, İklime Hatun Camii. Mutfak Müzesi, Kapalı Çarşı, Taş Han ve Yum (Gaffar) Baba Türbesine “Şehir Kimliğini Tanıma” kapsamında ziyaret gerçekleştirdiler.
Gerçekleştirilen geziye İl Milli Eğitim Müdürü Sayın Erhan BAYDUR’ daailesiyle birlikte katılım gösterdi. depremle ziyaret edilen bu mekanların bir çoğunun 6 Şubat 2023'te saat 04.17'de meydana gelen Kahramanmaraş merkezli 7,7 büyüklüğündeki depremin ardından saat 13.24'te 7,6 büyüklüğünde ikinci depremle yıkıldığı ve restorasyon çalışmasının yürütüldüğü bizzat gözlemlendi.
Yapılan faaliyet kapsamında Mustafa DEĞİRMENCİ tarafından Ulu Camii ile ilgili detaylı bir bilgilendirme gerçekleştirdi.
Bu kapsamda: Kahramanmaraş Ulu Camii, vakıf kayıtlarına göre Dulkadiroğlu Hükümdarı Süleyman Bey tarafından 15. yy’ın ortalarında inşa edilmiştir. Taç kapısındaki kitabeye göre ise 1501-1502 yıllarında Alaüddevle Bozkurt Bey tarafından yenilenircesine tamir ettirilmiştir. Kahramanmaraş Ulu Camii bu nedenle Süleyman Bey Camii, Alaüddevle Camii adlarıyla da anılmaktadır. Evliya Çelebi ise Seyahatnamesinde “ Ada Camii” diye bahsetmektedir.
Kahramanmaraş’ın tarihi kent merkezinde, kalenin güneyindeki Ekmekçi Mahallesinde yer alan camii, şehrin en görünür kültürel miraslarından bir tanesidir.19. yy ortalarında saat teknolojisinin gelişmesi ile birlikte avluda inşa edilen namaz vakitleri gösteren muvakkithane, muvakkithane ile benzer mimari dokuya sahip toprak damda bulunan 3 adet aydınlık feneri günümüze ulaşmamıştır. Temelinden alemine kadar tüm heybetiyle avluda yükselen minare tarih ve sanat tutkunlarını uzun süre seyre daldıracak detaylara sahiptir. Yapıdan ayrı ve bağımsız inşa edilmiş olmasıyla Türk İslam Mimarisine muhalif sıra dışı Memluklu özelliği taşımaktadır. Sekizgen, silindirik ve onikigen formda yükselen gövde, mukarnas kavsaralar, şerefe altında dizili seramik tabaklar (çintaklar), şerefedeki ahşap işçiliğin zarafeti minareyi ön plana çıkarmaktadır.
Kesme taş ve ahşabın eşsiz uyumuyla inşa edilen caminin harim bölümü kuzey güney doğrultusunda 6 sıra üçlü sivri kemer ile sahınlara ayrılmıştır. Enine 3 kıble duvarına dik 7 nef’e ayrılmıştır. Bu yönüyle Anadolu Selçuklu mimarisinden izler taşır. Plan tasarımı olarak Sivas Ulu Camiine benzemektedir.
Caminin avlu girişi, taç kapısı, minberi ve son cemaat yeri tavan kirişleri değişik dönemlerde tarihe ışık tutan kitabe ve yazılarla donatılmıştır. Günümüze kadar birçok kez onarım geçiren ulu cami büyük oranda özgünlüğünü korumaktadır. Geniş bir iç mekânı olan cami, 2006 yılında Vakıflar tarafından kapsamlı bir onarımdan geçirilmiştir. Ulu Camii aynı zamanda Kahramanmaraş’ın bağımsızlık sembolüdür.
Ziyaret edilen tüm tarihi mekanlarla ilgili ayrıntılı bilgi paylaşımında bulunularak günün anısına bol bol fotoğraflar çekildi.
En son Yum (Gaffar) Baba Dergahı ve Türbesi ziyaret edildi.Alaüddevle Bozkurd Bey zamanında (1480-1515) yaşayan Yum Babanın hayatı hakkında bilgi bulunmamakla birlikte Mevlevi şeyhi olduğu bilinmektedir. Alaüddevle Bey Maraş bedesteninin yakınında Yum Baba zaviyesini yaptırmış bu zaviye Mevlevi dergâhı olarak kullanılmıştır. Zaman içerisinde harabeye dönen Yum Baba Mevlevi Dergâhı II. Abdulhamit döneminde tamir ettirilmiş ise de Fransızlar tarafından 1 Şubat 1920’de yakılmıştır. Dergâhtan günümüze sadece türbe gelmiştir. Mevcut türbe 1985’de betonarme olarak eskisinin yerine inşa edilmiştir. Yum Baba’nın Alaüddevle Bozkurt Bey döneminde yaşamış ve 16. Yy ilk yarısında vefat etmiş önemli bir Mevlevi kanaat önderi olduğu değerlendirilmektedir. Bugün türbenin girişinde Arap harfleriyle “Mevlana Dergâhı” yazmaktadır. İçerde bir adet sanduka bulunmaktadır. Herhangi bir kitabenin bulunmadığı sandukanın Yum Baba’ya ait olduğu kabul edilmektedir.
Karşılıklı yöneltilen soru cevap sonrasında etkinlik süresince tüm öğretmenler gezilen mekanlarda fotoğraf çektirerek ve memnuniyetlerini ifade ederek ziyaretlerini tamamladılar.
HABER: Oğuz KARAKOÇ