İletişim Hastalığı ve Diyalog

Abone Ol
     “ Hayatın anlamı iletişimdir.”
     Haberleşme sisteminin bu kadar gelişmesi karşısında, bizlerde sosyal yönden ilişkilerde
bir o kadar geriledik. Sanırım 68-70 li yıllardaydı gurbetteki dayımla görüşmek için postaneye gittiğimde, akşam yazdırdığım telefon gece saat 12.00 de ancak çıkardı veya çıkmazdı. Mektup ön plandaydı ve postacılar bizler içi önem arz ederdi.
İnsanlar varoluşlarından beri haberleşmek için çeşitli yöntemleri denemişler. İlk çağlarda
dumanlar kullanılmıştır, sonraki dönemlerde semafor adı verilen bir sistem gelişti. Bu sistemin kendine özgü bir alfabesi de bulunmaktaydı, kulelerden işaretlerle haberleşilirdi. Güvercinler ve mors alfabesi ardından telefon, radyo haberleşmenin önemli parçaları oldu.
Günümüzde cep telefonları, televizyon ve internet hayatımıza hâkim oldu. Bu üçlü teknoloji ile insani ilişkilerimizde sunileşti, robotların dünyası başladı ve insan yok oldu.
Peki, gülerek selamlaştığımız, tokalaştığımız yüzleri biz ne yaptık, nereye gitti bize ait bir şeyler! Geçenlerde bir dostumu, hal hatır sormak için aradığımda;
 ”ede buyur bir işin varsa söyle” deyince şaşırdım.
 Vay be... selam verme, hal hatır sorma da tedavülden kalkmış.
Birbirimize zaman ayırmanın yerini stresli telaşlar bahanesi almıştır. Oysa eskiden paylaşacağımız ne çok şeyler vardı, paylaşmalar azaldı bencillikler başladı.
Maddeye, makama, siyasete endekslenmiş hayat şeklindeki ilişkilerle nereye kadar gider bu toplum?
Aslında bindiğimiz dalı kestiğimizin farkında bile değiliz.
Haberleşmenin bu kadar geliştiği ortamda  bu teknolojiyi de doğru kullanmıyoruz.Gereksiz konularla saatlerce, belki de dünyada  en çok telefon konuşan ülkeyiz.Adamın evine ekmek götürecek parası yok ama en lüks cep telefonuna sahip ve harcanan kontörler….
Yılar önce kendimce şöyle bir karar almıştım;gereksiz işlerden, gereksiz adamlardan uzak dur!
Ülkeme, aileme, görevime, çevreme ait sorumluluklar ilgilendirmeli beni, geride unutulmayacak çalışmalar bırakmalıyım diye. Eksiklerimiz yok mu elbette var.
 Toplumda iletişim tıpkı bir vücudun kan damarları gibi önem arz eder. Sosyal yaşamın her karesinde kendisini ifade etmek, iletişimi sağlıklı kurmak, aslında hayatı kolaylaştırmaktır.
Kentlerin ve kişilerin gelişimi ancak doğru iletişimle olur. Doğru iletişimin içinde, işin uzmanı insanlar vardır ve diyaloglar sağlıklıdır.
Bizim bu kentle ilgili olarak en büyük sıkıntımız, işin ehli insanlarla iletişim kurmayışımızdan kaynaklanıyor ve kendi değerlerimizin farkında değiliz.
Yaptırım gücü olan birimlerdeki insanların zafiyetleri yüzünden, verimli insanlarımızla iletişime geçilmiyor ve önem de verilmiyor.
 
Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır”    Mevlana yıllar önce söylemiş, söyleyeceğini.                                       
 Bir aile içinde yuvanın huzuru babanın ve annenin çocuklarıyla iletişimine bağlıdır. Her sabah işine giden babanın çocuklarına eşine gösterdiği sevgi şefkat güzel bir iletişimden başka ne olabilir.
           İletişim sayesinde toplumda sosyal yapılanmada da taşlar yerine oturur.
Devleti idare eden makamların halkla iletişim kurması, toplumda sosyal huzuru getirir.
Hoşça kalın.