İhsan Atasoy: İslam şefkat dinidir; Asr-ı Saadet’te savaşlar 100 günü geçmez
İhsan Atasoy’un Siyer-i Nebi Peygamber Efendimizin Hayatı kitabı Nesil Yayınları’ndan çıktı. 448 sayfalık kitap, İslam’ın ve Hz. Muhammed’in (sav) kucaklayıcılığını, sevgi dilini, insanların ebedi hayata hazırlanmasındaki etkisini akıcı bir dille anlatıyor. Özellikle İslam’ın savaşlarla, şiddetle anılmasına karşın, tam aksine sevgi, şefkat ve barış dini olduğunu Hz. Muhammed’in (sav) hayatından yola çıkarak anlatıyor.
Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) kitabın yazılma sebebini ve sürecini anlatan İhsan Atasoy, Almanya’da tanık olduğu bir olaydan sonra Siyer-i Nebi’yi kaleme almaya karar verdiğini belirtti. Kitabın 50 yıllık bir birikimin ürünü olduğunu kaydeden Atasoy, “Bu çalışmanın ne kadar sürede hazırlandığını sorulduğu zaman ben 50 yıl artı 6 ay diye cevap veriyorum. O 50 yıl bir birikimdir. Ben imam hatip ve İslam enstitüsü yıllarından beri Efendimizin (sav) hayatını ve onun çeşitli safhalarını merak ederek araştırdım. Piyasada çokça Siyer-i Nebi olduğu için pek yazma ihtiyacı hissetmiyordum.” şeklinde konuştu.
Almanya’da bir papazla olan diyaloğunun bu kitabı kaleme almasında etkili olduğunu anlatan Atasoy, şunları söyledi: “Efendimizin (sav) hayatının yazılması gerektiğini bana bir ders olarak verdi. Kendisine birçok konuda mutabık kaldığımızı söyledim. İki mesele vardı, onlar da çözülmüş olsa aramızda bir şey kalmayacağını söyledim. Onlardan biri Efendimiz (sav), O‘na iman edip etmediğini sordum. ‘Hz. Muhammed bu dinin peygamberidir ve ben ona iman ediyorum,’ dedi. İkincisi tevhit meselesi. ‘Ben Hz. İsa’nın Allah’ın oğlu olduğuna inanmıyorum’ dedi. ‘Baba evlat kavramı, şefkatin bir remzidir’ dedi. Toplantıda gençler vardı, onlar ‘Ne duruyor bize katılsın’ dedi. Papaz da ‘Kırk yılını sevgi eksenli bir peygamberin gölgesinde geçirmiş birine diyorsunuz ki ‘savaş eksenli bir peygamberin yanına gel’ Ben de kendisine kainatta Efendimiz (sav) kadar merhametli ve sevgi eksenli bir peygamber olmadığını söyledim. Bunu kabul etti. ‘Gerçek böyle olabilir ama algı böyle’ diye cevap verdi. O saatten sonra Peygamberimizin savaş eksenli değil de sevgi eksenli bir peygamber olduğunu ortaya koyacak bir çalışma yapma gereği duydum.
‘İSLAM SULH VE SELAMET DİNİDİR’
İslam’ın savaş çıkaran değil, savaşları bitirmek için gelen bir din olduğunu belirten Atasoy, “Adı bile selm ve müsamelet, yani sulh, sükun, huzur, barış. Ama maalesef öyle algılattırılmak isteniyor ki; sanki İslam kılıç kalkan oyunu gibi insanları sürekli ellerinde silah, cepheye giden mücahitler olarak gösteriyor. Savaşlar Asrı Saadet’te 100 günü geçmez. 23 senelik bir tebliğ döneminde 100 günü geçmez. O yüzde birlik bir kısım maalesef yüzde 99’un üzerine geçmiştir. Efendimiz (sav) hiçbir zaman durup dururken savaş etmiyor. Saldırı olduğu zaman onları durdurmak adına yola çıkıyor. En çok mutlu olduğu bir gazaya çıktıkları zaman, insan öldürmeden, hayata mal olmadan, barışla döndükleri seferler Efendimizi (sav) mutlu etmiştir.” ifadelerini kullandı.
‘TERÖR GAYRİ İSLAMİ BİR YÖNTEMDİR’
Kendilerini Müslüman olarak tanıtan birçok terör örgütünün doğduğunu belirten Atasoy, İslam’ın kesinlikle terörle yan yana gelemeyeceğini söyledi. Atasoy, “Efendimizin (sav) yüzde 99’luk hayatı ile yüzde 1’lik hayatının yerini değiştirmememiz lazım. Yüzde 99’u barıştır, müsalemettir, anlaşmadır, huzurdur, sevgidir, şefkattir, merhamettir. İslamiyet barış dinidir. İnsanların sadece dünya hayatını değil, ebedi hayata kavuşması için gelmiş bir din. İnsanların dünya hayatını yok edemezsiniz. Eğer elinizde bir imkan varsa onların ebedi hayatını kurtarmaya gayret edeceksiniz. Terörizmin mantığı Müslüman mantığı değildir zaten. Dünyanın neresinde olursa olsun, İslam’ın neresinde kullanırsa kullansın terör mantık olarak gayri İslami bir yöntemdir. Adına hangi İslami sıfatı takarsa taksın, terör gayri İslamidir.
'BİR MÜSLÜMAN HİDDET EDİYORSA, KALBİNDE MARAZ VAR DEMEKTİR'
“Hiddet ve şiddet İslam’ın insandan kaldırmak isteği iki kötü ahlaktır” diyen Atasoy, şöyle devam etti: “Sahabenin biri Efendimize (sav) geliyor ve Efendimiz ona, ‘Gazap etme, öfkelenme diyor’. Bir daha tavsiye et diyor yine ‘öfkelenme’ diyor. Üçüncü kez de aynı şekilde diyor. İslam öfkeyi, şiddeti, nefreti, düşmanlığı kaldırmak için gelmiş bir din. Efendimizde olduğu kadar sevgi, merhamet, şefkat hiç kimsede olamaz. Bir insan Müslüman olarak hiddet ediyorsa, öfkeleniyorsa, düşmanlık ediyorsa kalpte bir maraz var demektir. Sekinet ve selamet hali gitmiş demektir. Kamil insanlarda öfke, nefret, azap göremezsiniz. Hep kucaklayıcı, hep şefkat eksenindedirler.” şeklinde konuştu.