Genç Eğitim Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Kamuran Arık, kanunun öğretmenlerin can güvenliği, mesleki itibarları ve özlük hakları gibi kritik konuları güvence altına almadığını belirtti. Eğitim çalışanlarının taleplerinin başında, öğretmenlik mesleğinin toplumsal itibarının yasal güvence ile korunması ve mesleki gelişimin teşvik edilmesi yer alıyor. Ancak Arık, mevcut düzenlemenin öğretmenlere yönelik disiplin cezalarının artırılmasını öngördüğünü, bu durumun ise eğitimcilerin insani yaşam standartlarını olumsuz etkilediğini ifade etti.
Arık, çıkarılan kanunun Öğretmenlik Meslek Kanunu olarak değil, daha çok bir disiplin kanunu gibi işlev gördüğünü dile getirdi. Ayrıca, öğretmenlerin mezun oldukları fakültelerin ve aldıkları eğitimin yok sayıldığını, nitelikli eğitimcilerin dışlandığını aktardı. Bununla birlikte, 34. Maddesi’nin metinden çıkarılmasının, iş güvencesinin korunması açısından olumlu bir gelişme olduğunu kaydetti.
Bununla beraber, Eğitim Bakanlığı’nın, eğitim çalışanlarının can güvenliğini sağlamak adına gerekli önleyici tedbirler almadığını, aksine ceza sisteminin daha da güçlendirildiğini ifade etti. Kanunun, eğitim çalışanlarının mali ve özlük hakları konusundaki beklentilere de cevap vermediğini vurguladı.
Arık, "Sarı sendikaların bu süreçteki rolü çok önemli," diyerek, eğitim çalışanlarını temsil eden bu sendikaların talepleri gerektiği gibi savunamadığını, dolayısıyla eğitimcilerin çıkarlarının zedelendiğini savundu. "Böyle sarı sendikalar olduğu sürece bu duruma düşmemiz normal," diyen Arık, mesleki temsilde değişim gerektiğinin altını çizdi.
Genç Eğitim Sendikası, eğitim çalışanlarının haklarını savunmak ve mesleki itibarlarını korumak için daha bağımsız bir mücadele yürüteceklerini duyurdu. Tüm eğitim çalışanlarını bağımsız ve özgür bir mücadeleye katılmaya davet eden Arık, birlikte mücadele ederek daha iyi bir geleceği inşa etmenin mümkün olduğunu ifade etti.