Sayın Hayrettin Güngör, 07.11.2019 tarihinde yerel bir TV kanalında , sit alanı olan Kahramanmaraş Kalesinin, Kültür Bakanlığı tarafından işletmesinin 1970 yılında 50 yıllığına Kahramanmaraş Belediyesine tahsis edildiğini ve 2017 yılında Kültür Bakanlığı kale surlarının restorasyonu için, kalenin kısmi tahsisini Kahramanmaraş Belediyesinden istediğini, daha sonra Belediye tarafından kalenin tahsisin bakanlığa verildiğini, surlar restore edildikten sonra çevre düzenlemesini de Kültür Bakanlığının yapacağını, ancak çeşitli sebeplerden dolayı bakanlığın yapamadığını, daha sonra kalenin çevre düzenlemesi işi için Bakanlığın Kahramanmaraş Belediyesine 1 Ekim 2019 tarihinde talepte bulunduğunu, bu talebi kabul eden Kahramanmaraş Belediyesinin, Kültür Bakanlığı Bölge Kurulunun onayıyla çevre düzenlemesi işini devraldığını ifade etti.
Ayrıca 2020 yılının başında kalenin çevre düzenlemesinin bitebileceğini ifade ettiler.
ŞİMDİ…
1.2018 yılında yetkililer kale çalışmalarının biteceğini söylemişlerdi , bitmedi.
2.2019 yılında yetkililer kale çalışmalarının biteceğini söylemişlerdi, bitmedi.
3.Bu gün belediye başkanımız 2020 yılının ilk ayında “bitebileceğini” ifade ediyor.
4. Başkanın açıklamalına göre Kültür Bakanlığı çevre düzenlemesini yapacağım diyip neden sonra cayıyor ve bu konuda bakanlığın mazereti nedir?
5.Bilindiği üzere Kahramanmaraş , Gaziantep Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne bağlı. Yani Kahramanmaraş’taki sit alanları ve çeşitli taşınmaz eserler üzerinde yapılacak olan herhangi bir eylemi bu kurul görüşüyor ve kararlaştırıyor. Başkanın kurul dediği bu kurul. Kurulun bu karışık kale sürecindeki düşünceleri ve çalışmaları nelerdir?
6.Yetkiler tarafından kale çalışmasının sonlanacağa tarih verilip bir türlü sonlanamamışken bir devlet kurumunun bir işi yapacağım deyip yapamayışı ve başka kuruma devretmesinin sebebi nedir?
7.Görülüyor ki Bakanlığımız kale çalışmasını sonlandıramadığından bu süreç uzamıştır. Dolayısıyla burada kurula da pay düşmekte midir? Kurulda mı sıkıntı vardır yoksa kale çalışma süreci yönetimin de mi?
8. Kale çalışmasının bu kadar uzamasındaki sebep liyakat sıkıntısı mı yoksa işgüzarlık mıdır?
9.Allah memleketimize güç, huzur, çalışkan, disiplinli, okuyan, sorumluluk sahibi insanlar versin ve sayılarını artırsın.
Ne alaka: İşletmemin kısa adı “K.B.B.”, açılımı Katık Beton Basmakalıbı. Geçenlerde işletmeme bir aşçı aldım. İşletmemde benle birlikte 5 kişi çalışıyordu böylelikle 6 oldu. Aşçı işlerini tek başına yapamayacağını, gariban bir arkadaşı olduğunu , bulaşık yıkaması için eğer bu gariban arkadaşını işe alırsam işlerin daha sağlıklı ve güzel olacağını yani daha lezzetli ve çeşitli yemekler yiyebileceğimizi söyledi. Bundan dolayı elemanı aldım. Daha sonra aşçım tekrardan soğuk ve sıcak meşrubat işi yapacak elemana da ihtiyacı olduğunu, bu işi bilen gariban bir akrabası olduğunu, onu bu işe alırsak daha lezzetli ve seri bir şekilde meşrubat içeceğimizi iletti. Dediğini yapıp istediği elemanı aldım. Böylelikle mutfağımda 3 kişi çalışıyor oldu. Belli bir zamandan sonra aşçım emekli oldu. Onun yerine hemen yeni bir aşçı almak zorunda kaldım. Yeni aşçıyı bulup sözleşmeyi yaptık. Yeni aşçım işe başladı. Ancak mutfaktaki eski elemanlarla çalışamayacağını yerlerine istediği elemanların olmasını istediğini söyledi. Eğer istediği elemanları alırsam işler daha güzel yürüyecekmiş. Bende ona şimdiki çalışanları kafama göre işten çıkaramayacağımı çıkarırsam yasalara aykırı geleceğimi yanı sıra maddi zarara uğrayacağımı ifade ettim. Ama aşçım böyle olmayacağını dedikleri elemanı almazsam sonuçların iyi olmayacağını belirti. Aşçıyla yaptığım sözleşme gereği aşçıyı işten atarsam her açıdan zarara uğrayacağımı bildiğim için bir defadan bir şey olmaz diyip 2 istediği elamı işe aldım. Böylelikle mutfağımda çalışan sayısı 5 oldu. Dolayısıyla benle birlikte yükümüz 10 eve çıktı. Bu durum şirketin ekonomisini kötü etkiledi, sadece mutfaktaki elemanlara çalışmış olan şirketimiz çok geçmeden iflas etti. Zaten şirketin iflas etmesi en hayırlısı oldu. Yoksa bu eleman alım süreci sürekli devam edecekti. Hatta mutfaktakiler bir olup şirkete bile beni sokmayabilirdi. Neyse şükür ucuz atlattık batmakla.