Bir virüs geldi, hepimizi en sevdiğimiz insanlardan, en sevdiğimiz yerlerden ve şeylerden alıkoydu. Her konuda aşırıya gittik mi gittik. Diş partisi, çiş partisi, yıldönümü ay dönümü, tanışma yıldönümü, sevgililer günü derken sonunda işte gördük günümüzü.
Camiler boş parklar dolu. Anne babalar yalnız Avmler dolu. Pırlantasız olmaz, altın kemer şarttı. Sadaka zekata gelince hep bir sonraki aya kaldı. Namaza gelince o da hep bir sonraki vakte kaldı. Yalan ağızda sakız, faiz sağ kolumuz, banka günlük yolumuz oldu.
On çeşit pastalı günlerde yüz çeşit dedikodu ile karnımız doydu. Yetimi soran yok, yaşlıyı gözeten yok, yoksulu doyuran yok, yokoğlu yok yok. Kuran duvarda asılıydı eskiden. Şimdi çok banal oldu. Dolapların en gizli en ücra yerlerine kondu. Her hafta sonu dışarda kahvaltı farz, üç çeşit yemek takımı az oldu.
Altın kemer ince bele, beş taş pırlanta ile, tek taş zaten Allah’ın emri oldu. Evlilik haramdan korunmak içindi ya hani, faizin haramlığı unutuldu, evlilik kredisi ile yuvalar kuruldu. Evliliği ev almak zannettik, hemen kredi borcuna girdik. Evlilik haramdan korunmak içindi amma faizi hiç haramdan bilmedik üstelik bunu hocalardan dinledik.
Yazları beş yıldızlı otellerde açık büfe kahvaltıları beğenmedik. Yoksulun var mı yok mu hiç önemsemedik. Yoksulluktan kötü yola düşenleri ise hep görmezden geldik. Ben keyfim ve kahyası yıllardır yaşıyoruz. Hala felaketlere bir sebep arıyoruz. Akrabayı akrep ettik, sıla –i rahimi terk ettik, verdiğimizi Allah rızası için değil elalem ne der diye verdik. Beş kez çağıran Rabbi bir kez olsun dinlemedik. 6666 ayeti 6 kere hatmetmedik. İçinde ne yazıyor merak bile etmedik.
Instagramda facebook ta hep online olduk ama, namaz yoklamasında hep eksileri yedik. Her akşam bir dizide baş rollerde oynadık. Evlatlarımızı tablete laptopa ısmarladık. Çocuklarımızı hep en iyi okullarda okuttuk, ahlak bilgisini ise ne yazık ki unuttuk. Zalimi alkışladık, zulüme sessiz kaldık, bu dünya hep güçlünün, zenginin olur sandık. En güçlüyü unuttuk başları ayak yaptık. Öf bile deme diyen kitabı okumadık belli ki, unuttuk anaların ayağındaki cenneti. Sonra da düşünüyoruz nerden kaptık bu illeti.
Haberlerde her gün bir kadın cinayeti, bir de koca cinneti. Halbuki eşlerin rızasında sakladı Rab cenneti. Hani nerde kocasını seven Hz Aişe gibi, hani nerde düğmesini kendi diken Peygamberin ümmeti? Evlat babayı döver, kardeş kardeşe söver. Haram helal bilmezler, namusuna göz diker. Bunca cinayete zulme covid 19 az bile, dua edelim virüsler gökyüzünden inmeye. Dünyaya taptık ya bak dünya bile çaresiz.
Gözle görünmeyen mikrop insanı etti hapis. Şükretmedik tek bir an, şikayet ettik her an, okumadık hiç Kuran, kalplerden gitti iman, çünkü bizim yaptığımızı yapmaz gerçek inanan. Geceyi gündüz yaptık, öğlene kadar yattık. Geçen namazları da hep kazaya bıraktık. Oruç nasıl zor geldi, hele de yaz ayında, teravihler öksüzdü yaşlılar da olmasa. Dindarı yobaz yaptık, başörtüyü tarz yaptık, makyajı da farz yaptık, pardesüyü tayt yaptık. Allah ne yapma dediyse biz en çok onu yaptık galiba en büyük hatayı işte tam orda yaptık. Rabbim sen affet bizi, yine gaflete daldık, aldandık yalan dünyaya, burayı essah sandık, ahireti unuttuk her tür günaha daldık. Şimdi çaresiz kaldık, rahmetine sığındık.